İtalya’nın Koronavirüs Krizinden Çıkış Stratejisi
- Oğuz Güngörmez1. İtalya’daki koronavirüs bilançosu ne durumda?
Dünya genelinde koronavirüs (Covid-19) vaka sayısı 4 milyona yaklaşırken 250 binden fazla insan hayatını kaybetti. Avrupa’da virüsten ilk aşamada en fazla etkilenen ülke haline gelen İtalya’da ise karantina kararından sonuç alındı ve salgın zirve noktasını görerek hem vaka sayısında hem de hayatını kaybeden insan sayısında ciddi bir düşüş yaşanmaya başlandı. 6 Mayıs itibarıyla İtalya’da toplam vaka sayısı 213 bin 13’e çıkarken 85 bin 231 hasta iyileşti, hayatını kaybedenlerin sayısı ise 29 bin 315 kişi oldu.
İtalya’daki koronavirüs bilançosu ne durumda? İtalya nasıl bir karantinadan çıkış stratejisi izleyecek? Karantinanın yumuşatılması kararı alınmasının arkasında ne var? Başbakan Conte’nin “koronavirüsle yaşamayı öğrenme” açıklaması ne anlama geliyor? İkinci aşamaya geçiş sürecinde ortaya çıkan siyasi tartışmalar nelerdir?
22 Şubat’ta koronavirüse bağlı ilk ölümün gerçekleştiği İtalya’da iki aya yaklaşan karantina durumunun ülkedeki sosyal ve ekonomik hayatı tamamen durdurduğu biliniyor. Vaka ve ölüm sayısında yaşanan azalmanın akabinde karantinadan çıkış stratejileri bu sebeple kamuoyunda tartışılmaya başlandı ve İtalya Başbakanı Giuseppe Conte 4 Mayıs’ta İtalya genelindeki karantina kurallarının yumuşatılacağını açıkladı. Bu yönüyle virüsle mücadelesinde birçok ülkenin yakından takip ettiği İtalya karantinanın yumuşatılması sürecinde de dikkatle izlenmesi gereken bir ülke olarak karşımıza çıkıyor.
2. İtalya nasıl bir karantinadan çıkış stratejisi izleyecek?
Karantinanın yumuşatılması kararı elbette iki aya yakın süredir evlerinde olan İtalyan halkının koronavirüsten önceki hayatına tam anlamıyla dönecekleri anlamına gelmiyor. Zira virüsten etkilenen ülkelerde salgın öncesi sosyal yaşamın hemen geri gelmeyeceği uzmanlar tarafından ısrarla vurgulanan bir nokta oluyor. Aşı bulunana kadar tam anlamıyla yok edilemeyecek olan virüsün kısa sürede yeniden bulaşma hızını artırarak ikinci dalga oluşturma ihtimali de bulunuyor. Bu sebeple İtalya’nın karantina kurallarını yumuşatma adımı son derece yavaş ve kademeli olarak gerçekleştirilecektir. Başbakan Conte İtalyan Parlamentosunda yaptığı açıklamada karantinadan çıkış stratejilerine dair detayları paylaştı ve üç aşamalı bir yumuşatma/gevşetme politikasının uygulanacağını belirtti. Bu kapsamda şu adımlar atılacak:
- 4 Mayıs’ta inşaat ve imalat sanayii yeniden çalışmalara başlayacak. (Bunun ortalama 4,4 milyon kişiyi kapsayacağı belirtiliyor. Başbakan Conte özellikle stratejik olarak görülen sektörlerde seçilen şirketlere izin verileceğini açıklamıştır.)
- Benzer şekilde evlere yakın olan parklarda ve sokaklarda sosyal mesafe kuralı gözetilerek yürüyüş ve koşu yapmak serbest hale gelecek.
- 18 Mayıs’ta perakende satışçılar, müzeler ve kütüphaneler yeniden açılacak ve spor takımları antrenman yapmaya başlayabilecek.
- Bar ve restoran gibi yerlerde oturup yemek ve içmek 1 Haziran’da serbest hale gelecek. Bu tarihte yine kuaför salonları ve spor salonları da açılacak.
- Öğretmenlerin yaş ortalamasının yüksek olması ve virüsün yayılma hızına çarpan etkisi sebebiyle okullar Eylül’e kadar kapalı kalmaya devam edecek.
- Bölgeler arası hareket serbestisinin kısıtlanmasına devam edilecek. Geçerli sebep sunulması ve izin alınması durumunda bölgeler arası seyahate izin verilecek.
- Geniş katılımlı etkinliklere ve aile buluşmalarına izin verilmeyecek.
- Cenaze merasimlerine katılım maksimum on beş kişiyle sınırlandırılacak ve mümkünse dışarıda yapılacak. Fakat kiliselerde geniş çaplı ibadet yapma ve evlenme yasağı devam edecek.
İtalya’da vaka ve ölüm oranlarının çok daha az olduğu güney bölgelerinin koronavirüsün yayıldığı ve ölüm oranlarının çok yüksek olduğu kuzey bölgeleriyle aynı karantina şartlarına tabii olması eleştirilen bir konu haline gelmişti. Conte bu sebeple karantinanın yumuşatılması planının ulusal olduğunu fakat bölgesel istisnai durumların da göz önünde bulundurulacağını açıklayarak karantinadan çıkış stratejisine dair muhtemel eleştirileri engellemeye çalıştı.
3. Karantinanın yumuşatılması kararı alınmasının arkasında ne var?
İtalya’da karantinanın yumuşatılması kararının alınmasında vaka ve ölüm sayısında yaşanan azalma, özel sektör temsilcilerinin baskıları, muhalefetin yoğun itirazları ve ekonomik gerekçelerin oldukça önemli payları bulunuyor. Özellikle vaka ve ölüm oranlarının her geçen gün azalması İtalya’nın sert karantina önlemlerinden sonuç aldığını gösteriyor. Hastanelerdeki yoğunluğun da kısmen azalmasıyla İtalya ölüm sayısında Birleşik Krallık’ın gerisine düştü ve Avrupa’da “koronavirüsten en fazla etkilenen ülke” olma gibi kötü bir unvandan kurtuldu.
Grafik 1. İtalya’daki Koronavirüs Günlük Vaka Sayıları (15 Şubat-5 Mayıs 2020)
Kaynak: “Italy”, Worldometer, https://www.worldometers.info/coronavirus/country/italy, (Erişim tarihi: 6 Mayıs 2020).
Elbette karantinadan çıkış stratejilerine başvurulmasının en önemli gerekçelerinden biri de ekonomidir. Katı karantina kurallarının İtalya gibi turizme dayanan ve dış borçları oldukça fazla olan kırılgan ekonomiye sahip bir ülkede sürdürülebilir olmadığı görülmüştür. İtalyan karar vericiler yüzde 8-10 arası daralma yaşayacağı öngörülen ekonominin daha fazla olumsuz etkilenmemesi için çeşitli adımların atılması gerektiğini düşündüler. Başbakan Conte’nin “Bu karantinaya devam edemeyiz, ülkenin sosyoekonomik temellerine çok fazla zarar veriyor” açıklaması ekonomik etkenin ne derece güçlü olduğunu gösteriyor. Zira borç yükü oldukça fazla olan ve turizm gelirlerinden mahrum kalan İtalya’nın İkinci Dünya Savaşı’ndan beri en kötü resesyonu yaşayacağı uzmanlar tarafından dile getiriliyor.
Eski Başbakan Matteo Renzi ve partisinden çeşitli bakanlar oldukça tartışılır bir hal alan dini ayinlerin ve cenaze merasimlerinin yasaklanmasını eleştirerek kararları iç politikada kullanma yoluna giderken aşırı sağcı lider Matteo Salvini de “Bu kadar beklediğimiz yeter, dışarı çıkmamıza, çalışmamıza, para kazanmamıza izin verin” ifadeleriyle karantinanın yumuşatılması gerektiğini belirtmiştir.
4. Başbakan Conte’nin “koronavirüsle yaşamayı öğrenme” açıklaması ne anlama geliyor?
Başbakan Conte 21 Nisan’da sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada karantinanın ikinci aşamasına geçildiğini ve bunun da “koronavirüsle birlikte yaşama” olduğunu açıkladı. Ayrıca karantinanın tamamen kaldırılmasının sorumsuz bir davranış olacağını, bulaşma eğrisinin kontrolsüz bir şekilde artmasına yol açacağını ve alınan tüm önlemleri yok edeceğini belirtti. Haliyle Conte’nin “koronavirüsle birlikte yaşama” ifadesi aşamalı olarak yumuşatılma kararı verilen karantinada halkın önlemlere riayet etmesini, her an virüs yeniden bulaşabilirmiş gibi sosyal mesafe kurallarına uymasını ve ikinci bir dalganın oluşmasına müsaade etmemesini ifade ediyor.
Bu sebeple İtalyan halkı her ne kadar karantinanın yumuşatılmasıyla akrabalarını ziyaret etmeye ve parklarda yürüyebilmeye başlayacak olsa da maske takma zorunluluğu ve sosyal mesafe kuralları geçerli olmaya devam edecektir. Başbakan Conte bu zorunluluğu “Eğer İtalya’yı seviyorsanız sosyal mesafeye dikkat etmeye devam edin” şeklinde açıkladı.
Sağlık Bakanı Roberto Speranza da koronavirüsle yaşama dönemine dair önemli bilgiler paylaştı. Aşı geliştirilene kadar virüsle yaşama şartlarını İtalya’da oluşturmaya çalıştıklarını belirten Speranza bundan sonraki ayların çok daha zor olacağını, normal şartlara dönüş yapmadan önce kademeli bir yumuşamaya gideceklerini ifade etti. Ayrıca bu süreç içerisinde sosyal mesafe ve maske kullanımı gibi bireysel korunma yöntemlerinin devam edeceğini, bu süreçte bölgesel sağlık sistemlerinin güçlendirileceğini belirtti.
Uzmanlar ise testler, filyasyon uygulamaları ve hastaların izole edilmesinin ikinci aşamada da oldukça önem taşıdığını, bunların yanı sıra kişisel koruyucu ekipmanların kullanılmasının ikinci dalganın ortaya çıkmasını ciddi şekilde engelleyebileceğini belirtiyor.
5. İkinci aşamaya geçiş sürecinde ortaya çıkan siyasi tartışmalar nelerdir?
Karantina kararının aşamalı olarak kaldırılması sürecinde açıklanan önlemlerden memnun olmayan siyasetçiler ve kesimler de bulunuyor. İtalyan rahipler ve piskoposlar Mayıs ya da Haziran’da özellikle ayin yasağının kaldırılmasına dair bir kararın alınmamasına ciddi tepki gösteriyor. Kiliseler dini özgürlüğün tehlikeye atılmasını kabul etmeyeceklerini ve hükümetin keyfi olarak ayinlere yönelik yasağı sürdürdüğünü dile getirdiler. Piskoposların ayinleri yeni normlara uygun hale getirme konusunda hükümeti bilgilendirmelerine rağmen çağrılarının karşılıksız kalmasına oldukça öfkeli oldukları belirtiliyor.
İbadet yasağının sürmesi özellikle iç siyasi tartışmaları artırırken koalisyonun geleceğine dair ciddi soru işaretleri ortaya çıkardı. Conte hükümeti de 5 Yıldız Hareketi, Demokrat Parti gibi partilerden yükselen eleştiri oklarının kısa sürede hedefi haline geldi. Özellikle eski Başbakan Matteo Renzi’nin partisine mensup bakanların söz konusu kararı ciddi şekilde eleştirdikleri ve virüs sonrası iç siyasete dair kazanım elde etmeye çalıştıkları görülüyor. Aile ve Eşit Fırsatlar Bakanı Elena Bonetti “Müzeleri ziyaret edebiliyoruz ama ibadet yapamıyoruz. Akıl almaz bir karar ve değiştirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullanarak karara karşı eleştirilerini dile getirdi. Benzer şekilde solcu DEMOS partisi de “Güvenli bir şekilde çalışma, alışveriş yapma, spor yapma gerçekleşebiliyorsa ibadet yapma da gerçekleşebilir” şeklindeki ifadeyle hükümete yönelik eleştiride bulundu.
Ekonomik önlemler de tepkilerin ve eleştirilerin elbette bir diğer odak noktasıdır. Avrupa Komisyonu, İtalya’nın bu sene yüzde 9,5 küçülme yaşayacağını, işsizlik oranının ise yüzde 11,8 olacağını öngördüklerini belirtmiştir. 5 Yıldız Hareketi ve Demokratlar işletmeler için likiditenin artırılması ve kayıt dışı çalışan insanlar için gelir sağlanması gibi konularda itirazlarını sürdürürken bu durumun 55 milyar avroluk kurtarma paketini geciktirdiğini ifade ediyor.
Yaşanan bu tartışmalar Conte hükümetinin geleceği hakkında medyada çeşitli spekülasyonların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bu duruma Matteo Renzi’nin koalisyondan çekilme tehditleri, tarım bakanının göçmen işçiler konusundaki taleplerinin reddedilmesi durumunda istifa edeceği söylemleri ve Mario Draghi gibi isimlerin başbakanlık için gündeme gelmesi göz önünde bulundurulduğunda koronavirüs sonrası İtalya iç siyasetinin çalkantılı bir hale geleceğinin işaretleri şimdiden görülebiliyor.