Koronavirüs ve ABD | Bir Süper Güç Nasıl Başarısız Oldu?
- Gloria Shkurti Özdemir
İspanyol gribinden yaklaşık yüz yıl sonra insanlık yeni bir veba ile, Koronavirüs (COVID-19) ile sarsılıyor. Resmi olarak Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından bir salgın olarak ilan edilen1 ve 2019’un sonlarında Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan virüs dünya çapında 89 binden fazla can aldı ve 9 Nisan 2020 itibarıyla 1.496.055’den fazla vaka bildirilmiş durumda.2 Grafik 1’de görüldüğü gibi Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Çin’deki toplam vaka sayısını geçerek salgının yeni merkez üssü haline geliyor ve şu anda dünyadaki Koronavirüs pozitif vakaların yüzde 29’u ABD’de bulunuyor.
ABD’deki ilk vaka 20 Ocak 2020’de Çin’in Wuhan’da yaşanan birkaç olağandışı zatürre (pnömoni) vakasını DSÖ’ye bildirmesinden yaklaşık üç hafta sonra ortaya çıktı. Bu virüsün oluşturabileceği tehdidin farkında olarak birçok eyalet önlem almaya ve salgına hazırlanmaya başladı. Ancak ABD bu duruma uygun şekilde karşılık vermekte başarısız kaldı. 195 ülke ve otonom bölgedeki küresel sağlık güvenliğine ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı Küresel Sağlık Güvenliği Endeksi’nde 83,5 puan ile dünyada ilk sırada yer alan3 ve sağlık sistemine herhangi bir ülkeden daha fazla harcama yapan ABD yönetimi4 tehdidi doğru şekilde değerlendirmediğinde bir süper gücün nasıl başarısız olabileceğini Koronavirüs krizi sırasındaki politikasıyla göstermiş oldu
ABD Koronavirüs tehdidine nasıl karşılık verdi? ABD’nin verdiği karşılık Koronavirüsün yayılımını kontrol etmek için neden yeterli olmadı? Koronavirüs Amerikan ekonomisini ve politikasını nasıl etkileyecek?
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin (Centers for Disease Control and Prevention, CDC) resmi verilerine göre ABD’de 8 Nisan itibarıyla yaklaşık 395 bin Koronavirüs pozitif vakası bulunmaktadır. Washington yönetimi durumu kontrol altına alamadığı için hayatını kaybedenlerin sayısı son günlerde sürekli olarak artış gösteriyor ve önümüzdeki haftalarda…
PDF Dosyası için tıklayınız