Pandemi Dönemi Ulusal Eğitim Politikaları Çerçevesinde Eğitim Hakkının Korunması
- Muharrem Kılıç
Küreselleşen bir kriz durumuna neden olan koronavirüs (Covid-19) pandemisinin olağanüstü koşulları tüm ulusların sosyal yapılarını, dizgesel normlarını, kurumsal örgütlenmelerini ve uygulama pratiklerini köklü bir değişime zorlamıştır. Pandeminin halk sağlığını hedef alan ağır tehdidi ile mücadele sürecinde ulusların özellikle kriz yönetme becerileri sınanmaktadır. Kuşkusuz bu sınayıcı kriz durumu karşısında en kırılgan sektörlerden birisini eğitim sektörü oluşturmaktadır. Zira özsel niteliği açısından kesintisizlik ve yaşam boyu sürdürülebilirlik ilkesi üzerinden yapılandırılması icap eden eğitim faaliyetlerinin devamlılığını inkıtaya uğratacak olan manialar ilgili sektörü kırılganlaştıran en önemli tehditler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Pandemi sürecinin ortaya çıkardığı zorunlu mesafe uygulamasının kaçınılmaz sonucu olarak eğitim sektöründe başvurulan uzaktan eğitim uygulamaları, temelde eğitim hizmetlerinin eşitlik temelinde eğitim çağındaki tüm kuşaklarına erişimini hedeflemiştir. Eğitim faaliyetlerinin çevrim içi platformlara aktarılarak görece biçimde eşitliği temin edecek tarzda kamusal erişime açılması krizle mücadelede önemli bir adım olarak görülmüştür. Ancak çağ dinamiği olarak dönem kuşağının dijital aşinalığına rağmen, eğitim teknolojileri üzerinden sunulan eğitim hizmetinde “dijital okuryazarlık becerisi” açısından var olan farklılaşmanın görece bir eşitsizlik durumuna yol açtığı gözlemlenmiştir. Bu nedenle eğitimde fırsat eşitliğini temin ve ilgili hak alanını etkinlikle güvence altına alabilmek adına ileriye dönük biçimde uzaktan eğitimin hem donanımsal ve altyapısal hem de materyal açısından güçlendirilmesi noktasında kamusal yatırımların güçlendirilmesi icap etmektedir.
Analiz: Pandemi Dönemi Ulusal Eğitim Politikaları Çerçevesinde Eğitim Hakkının Korunması
PDF Dosyası için tıklayınız
Bu analiz pandeminin ortaya çıkardığı yeni eğitim pratiklerinin bir sosyokültürel hak olarak eğitim hakkı üzerindeki etkisini konu edinmektedir.
Dünyada tüm sektörleri finansal açıdan krize sürükleyen koronavirüs pandemisi eğitim sektörünün finansmanı noktasında da büyük bir tehdit unsuru olarak kaydedilmelidir. Bu noktada eğitim faaliyetlerinin çoğunlukla veya tümüyle çevrim içi ortamlara ya da platformlara taşınma olasılığında ortaya çıkacak olan finansal gereksinimin hacmi, eğitim harcamalarının karşılanmasında doğabilecek olan mali darboğaza ilişkin kaygıların artmasına yol açmaktadır. Sözü edilen ekonomik ve finansal gerçeklikler doğrultusunda ulusal eğitim teknolojisinin altyapısal olarak pandemi koşullarına uyarlı biçimde geliştirilmesi öncelikli bir eğitim politikası olarak benimsenmek durumundadır. Nitekim Türkiye’nin bu politik tercih doğrultusunda yapmış olduğu destek projeleri post-pandemik dönem açısından sistemsel bir iyileşme çabası olarak yorumlanmalıdır.
PDF Dosyası için tıklayınız